Quantcast
Channel: Yazarlar - Olay Gazetesi,Olay,Bursa Haberleri,Bursa,Bursaspor,Güncel,Magazin
Viewing all 9348 articles
Browse latest View live

Dikkat! Ortadoğu’da cepheleşme hızlandı

$
0
0

Suudi Arabistan, ABD ve İsrail bir yanda İran, Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan Hizbullahı diğer yanda.

Şimdilik güçlü görünen taraf İran’ın başını çektiği ülkeler grubu.

Ne ki, Suudi Arabistan saray darbesinden güçlenerek çıkarsa ABD ve İsrail’le birlikte daha ağır basabilir.

*

Hizbullah’ı tecrit etmeye çalışıyor Riyad, Washington ve Tel Aviv... Ancak şimdiye değin başarılı olamadılar. Olamadıkları gibi bir de Mısır’dan darbe yediler. Suudi Arabistan’ın Hizbullah’a karşı yaptırım çağrısını bizzat Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi reddetti.

Bunu beklemiyorlardı. Çünkü Sisi iktidarına ilk döneminde, finansal destek sağlayan ülkelerin başında Suudiler geliyordu.

Ama Mısır Cumhurbaşkanı bölgenin daha fazla karışıklığı kaldıramayacağını belirterek sağduyu çağrısı yapıyordu.

*

Riyad, Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin istifasından Hizbullah’ı sorumlu tutuyor. Tutuyor da somut nedenler ortaya koyamıyor. Yani Hizbullah ne yapmış da Hariri’yi istifa noktasına getirmiş, belli değil.

İran cephesi de, Hariri’nin istifasını karşı cephenin Lübnan’ın iç işlerine müdahale çabası olarak, o çabanın ilk adımı olarak değerlendiriyor. Yani, arkası gelecek, Lübnan’a politik ve askeri operasyon yapılabilecek.

*

Tabii bu düşünceler pratiğe indirilirse alevler tüm bölgeyi kuşatır. Bunun da farkındalar elbette. Ne var ki, İran ve Hizbullah’ın bölgedeki gücünün arttığını kabul ettiklerine göre artık boş oturamazlar. Oturamazlar ama bir savaşı göze alamadıktan sonra yapabilecekleri pek bir şey de görünmüyor.

Savaşı göze alabilirler mi? Onlar için o da zor.

Rusya’nın bölgedeki varlığını da hesaba katmaları gerekir. Hatta ve hatta Çin’i de düşünmezlerse çok büyük hata yapmış olurlar.

*

Reuters’taki bir değerlendirmeye göre Suudi Arabistan’ın en büyük petrol alıcısı günde 8 milyon varil ortalamayla Çin! Eskiden Amerika’ydı. Ama şimdi Çin. Ve Çin petrol ithalatında petro-dolar sistemine karşı çıkıyor. Yuan’la yapmak istediğini belirtiyor.

Petro-dolar sistemi de Washington’ın hassas olduğu konu.

Tamam da “Dünyanın yeni güç merkezi Asya-Pasifik’tir artık” deniyorsa ABD’nin yapabileceği pek bir şey de bulunmuyor, askeri seçenekten başka.

Suudi Arabistan’daki saray darbesi de Amerika’nın kontrolü altında bu nedenle mi gerçekleşti yoksa?

*

Tabii tek bir neden yok. Suudi Arabistan’ın, ABD’nin ve İsrail’in ayrı ayrı çıkarları söz konusu. Bir taşla birkaç kuş birden vurmak istiyorlar sanki.

ABD, Riyad’da tamamen kendine bağlı bir iktidar istiyor. Bu, şu ana kadar başarılmış gibi görünüyor.

Öte yandan Suudi Arabistan’la İsrail’se İran’ı bölgeden uzak tutmaya çabalıyorlar.

Tabii bu çok zor bir iş.

Sağduyu egemen olursa sorun yok.

Ama tersi olursa Lübnan’da ve Yemen’de savaş çanları çalacak demektir...


Zekice

Dünya endüstrisi Bursa’da buluşuyor

$
0
0

Devir “Endüstri 4.0” devri.

Yani akıllı makinelerin iletişim çağındayız.

Ve bu çağı ıskalayanların küresel sahnede alt basamaklara sürüklenmesi kaçınılmaz bir sonuç.

Dolayısıyla Türkiye’nin makinelerinin yükselişine ayak uydurması şart!

Makinecilere ve bilişimcilere fazlasıyla iş düşüyor bu anlamda.

Ve elbette Bursa’nın da omuzlarında ciddi bir yük var!

Neden mi?

Çünkü...

Türkiye'de makine sektörünün kalbi niteliğindeki sayılı kentlerin başında Bursa geliyor.

Otomotiv ve raylı sistemlerdeki başarının altında da bu güçlü altyapı var.

Öyle ki; bazı segmentlerde dünya pazarlarının önde gelen markalarını oluşturmayı başardı.

Bursalı firmalar.

Ve şimdi yüksek katma değeri üretime yansıtıp dünya ile buluşturan Bursalı makineciler...

Bu kez de küresel çapta bir zirve için ev sahipliğine soyunmuş durumda. 

Kasım sonu itibarıyla çeşitli coğrafyalardan yüzlerce firma Bursa'daki 4 farklı fuarda boy gösterecek.

Kısacası imalatın kalbi sektörleri biraraya getiren beyin fırtınalarının merkezi, Bursa Endüstri Zirvesi; epey hareketli geçecek.

Bu kapsamda Metal İşleme Teknolojileri Fuarı 16. kez kapılarını aralayacak.

Keza 9. 'su düzenlenen Sac Metal İşleme Teknolojileri Fuarı da sektör temlcilerinin son ürünleri için sahne alacak.

Diğer yanda sanayinin olmazsa olmazı kalıpçılar da Kalıp Avrasya'da boy gösterecek.

Elbette elektrik ve otomasyon olmadan bir makinenin günümüzde değeri olamaz.

Yani 15. Uluslararası Elektrik, Elektronik ve Makine Otomasyonu Fuarı ayrı bir önem taşıyor!

30 Kasım – 3 Aralık 2017 tarihlerinde Tüyap'ta 7 salonda toplam 40 bin metrekare alanda bu 4 fuar 2018'e ışık tutacak teknoloji trendlerini ayağımıza getirmiş olacak.

Tüyap Bursa Genel Müdürü İlhan Ersözlü ile sohbetimizde...

Zirvenin Bursa ve Türkiye adına katkılarına detaylı biçimde baktık.

“Çok geniş ürün grubu ile dikkat çeken fuarlar, makine sektörünün dünyaya açılan kapısıdır.

Bu yıl da makine satışlarına yapacağı etki ile hem Bursa hem de ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacak zirve ziyaretçiler ile buluşacak”.

Peki nasıl bir katılım bekliyorsunuz?

 

Yüzlerce yabancı firma geliyor

 

Bursa Endüstri Zirvesi kapsamındaki fuarlar, 25 ülkeden 400’den fazla firma ve firma temsilciliğinin katılımına sahne olacak.    

Bu fuarlar öncelikle Avrasya coğrafyasındaki en büyük buluşma noktaları konumunda.

Ayrıca yaklaşık 50 ülkeyi kapsayan, 1,5 milyar nüfuslu geniş bir alanın merkezinde bulunuyoruz.

Elbette diğer coğrafyalar da hedef niteliğinde.

Ve şimdi bir yıl öncesinde başlayan tanıtım ve pazarlama meyvelerini topluyoruz”.

Neticede BTSO işbirliğindeki 4 Ur-Ge projesi kapsamında 6 kıtadan müşteriler geliyor Bursa’ya.

ABD’den Avustralya’ya, Güney Afrika Cumhuriyeti’nden İsveç’e dünyanın dörtbir yanından alıcılar boy gösterecek fuarlarda.

Ve ikili iş görüşmeleriyle Bursa ürünlerini ilk elden pazarlama fırsatı bulmuş olacak.

“ ‘Bursa uzay, savunma ve havacılık sanayii uluslararası rekabetçiliğin geliştirilmesi’, ‘Bursa ili raylı sistemler uluslararası rekabetçiliğin geliştirilmesi projesi’, ‘Bursa makine sektörü ihracatında Ur-Ge ile yeni dönem’ ve ‘Bursa kompozit malzemeler sektörünün uluslararası alanda rekabetçiliğinin geliştirilmesi’ isimlerinde 4 farklı Ur - Ge projesi düzenlenecek”. 

Atatürk niye mi büyük?

$
0
0

Bir dönem DSP’de siyaset yapan ve yerel yönetimlerde görev alan avukat Mustafa Güleç, üyesi olduğu Bursa Dostlar Gezeği adına güzel bir kitap hazırlamış...

“Gezek Melodileri Arasında Paylaştığımız Öyküler” adlı kitapta, eski başbakanlardan merhum Sadi Irmak’ın, Atatürk ile ilgili anısı da vardı...

Bugün 10 Kasım...

Büyük Önder’i ölüm yıldönümünde saygı ve özlemle anıyor, o harika anekdotu sizlerle de paylaşmak istiyorum...

 

*

 

“İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olduğum sıralar, okul duvarında bir ilan gördüm:

“Avrupa’ya talebe yollanacaktır.”

Allah Allah dedim! Ülke yıkık dökük, her yer virane, Lozan yeni imzalanmış, bu durumda Avrupa’ya talebe... Lüks gibi gelen bir şey...

Ama şansımı denemek istedim. 150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz.

Benim ismimin yanına Atatürk, “Berlin Üniversitesi’ne gitsin” diye yazmış...

Vakit yaklaştı ama kafam çok karışık. Gitsem mi kalsam mı? Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı?

Tam gitmemeye karar verdiğim sırada, baktım Paşa’dan adıma bir telgraf:

“Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz. İmza: Mustafa Kemal”

Telgrafı okuyunca, düşündüklerimden olağanüstü utandım.

Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme dedim...

Düşünün 1923’te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerde, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?

Çok başarılı oldum.

Ülkeme alev olarak döndüm.

Önce İstanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü’nü kurdum. Kürsü başkanı oldum. Ülkemin başbakanlığını yaptım.

Ben kim miyim?

Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamı Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak’ım...”  

 

Kılıçdaroğlu geliyormuş!

 

CHP’deki 125 liralık yemek kriziyle ilgili dünkü yazıma, İl Başkanı Şadi Özdemir’den itiraz geldi...

İşte söylediklerinin özeti:

* Cumartesi akşamı, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılacağı beş yıldızlı oteldeki etkinlik iptal olmadı...

* Davetiye ücretinin 125 lira olmasıyla ilgili eleştirilere saygı duyuyorum ama bir hatırlatma yapayım, geçen yıl Yıldırım önceki yıl da Nilüfer ilçe örgütü  aynı paraya gece düzenlemişti.

* Bizim derdimiz parayla pulla değil, Genel Başkanımızın Bursa’ya mümkün oldukça çok gelmesini, halkımızla, partililerimizle buluşmasını sağlamak...

* Sosyal medyada dedikodu değil sahaya inip siyaset yapalım!

 

AK Parti’de ömür biter temayüller bitmez!

 

İl başkanlığı, büyükşehir belediye başkan adaylığı için yapılan temayüller bitti...

Şimdi sıra, AK Parti ilçe başkanlıklarında...

Sonucu en heyecanla beklenen ilçelerin başında da Osmangazi var...

Hafta sonu gerçekleşecek temayülde başkan adayı olarak beş altı isim geçiyor kulislerde...

Genel Merkez’in partiyi gençleştirme politikasındaki kararlılığına bakılırsa, en favori Ali Sait Adiloğlu görünüyor...

Gençlik kollarından gelen Adiloğlu, yerel yönetimlerdeki tecrübesi ve sosyal sorumluluk projelerine destekleriyle de dikkat çekiyor.

Aday gösterilirse, sürpriz olmaz!

 

Reis ne diyorsa o!

 

Beklenen oldu...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, araçlardaki filmli cam yasağı konusuna da girdi!

“Yapılan yanlışı düzeltin!” talimatı verdi...

Cezadan korkup sökenler pişman!

Filmi sökmeyenler ise araçlarının tamponuna “Reis, ne diyorsa o!” yazdırıyor... 

Aktaş tüm başkan ve yönetim kurulu üyelerinin istifasını istedi

$
0
0

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, öyle anlaşılıyor ki köklü değişikliklere imza atacak.

Öyle ki Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı şirketlerin yönetim kurulu başkan ve üyeleri bir, bir istifa ediyor.

Önceki gün Burfaş Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Gümüşsoy istifasını verirken, dün akşam da Burulaş Yönetim Kurulu Başkanı Levent Fidansoy da istifa etmek zorunda kaldı.

Ancak Bursa Büyükşehir Belediyesi'ndeki değişim sadece Burfaş ve Burulaş ile sınırlı değil.

Nitekim Başkan Aktaş, Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı tüm kuruluşların yönetim kurulu başkan ve yöneticilerinin de istifasını istedi.

Buna göre:

Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı, Bursa Büyükşehir Belediyespor BESAŞ, BİNTED, BURBAK, BURFAŞ, BURKENT, Bursa Havayolları A.Ş, Bursa Jeotermal A.Ş, Bursa Kültür A.Ş, Tarım A.Ş ve BUSKİ'nin yönetim kurulu başkan ve yöneticilerinin de istifası istendi.

Söz konusu şirket ve kuruluşların yöneticilerinin önümüzdeki günlerde istifalarını sunmaları bekleniyor.

Başkan Aktaş  “İstifa eden yok, istifaları ben istiyorum” açıklamasıyla büyük bir revizyonun sinyalini vermişti.

Bu şu anlama geliyordu aslında, “Ben istemeden siz istifa edin”.

Ancak yine Başkan Aktaş'ın ifadesiyle Altepe'nin danışmanlarından Ahmet Tirfil dışında hiçbir yönetici istifasını sunmadı.

Ve böylece Aktaş harekete geçerek başkan ve yöneticilerin istifalarını istedi.

Bu arada söz konusu şirket ve kuruluş genel müdürlerinin bazılarının görevde kalacağına dair haberler geliyor.

Tüm bu gelişmeler sürecin Ankara Büyükşehir Belediyesi'ndeki gibi işlediğini, yani değişimin en tepeden başladığını gösteriyor.

Ancak değişimin sadece tepede değil, tüm birimlerde olacağı anlaşılıyor. 

 

---------------------

 

Basın biriminde yeniden yapılanma

 

Bursa Büyükşehir Belediyesi'ndeki değişimden basın biriminin de etkileneceği belirtiliyor.

Bu birimdeki değişim, yeniden yapılandırma şeklinde kendisini gösterecek.

Başkan Aktaş'ın danışmanı Ahmet Bayhan'ın yetkili olacağı belirtilirken, yeni bir sistemin hayata geçirileceğini duyduk.

 

------------------

 

BURFAŞ tesisleri ne olacak?

 

Malum, BURFAŞ Genel Müdürü Muhammet Gümüşsoy istifa etti.

Peki BURFAŞ'ın akibeti ne olacak?

Başkan Aktaş tam olarak karar vermese de, bazı sosyal tesisleri kapatmayı planlıyor.

Planlama, kar-zarar hesabı yapılarak tasarlanıyor.

 

-------------------------

 

Erdoğan'dan eşcinsel kotasına tepki

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün muhtarlara seslenişinde bakın neler söyledi:

“Ana muhalefet partisi sıfatını taşıyan bir parti milletimizden o kadar ayrıldı ki şu an CHP'li İlçe Belediyesi Mahalle Komiteleri'nde yapılacak seçimde 5'te bir oranında eşcinsel kotası koyuyorlar. Allah şaşırtmasın. Bir partide ölçü kalmayınca işte böyle nereye savrulacağı belli olmuyor”.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözünü ettiği belediye Nilüfer Belediyesi.

Reklamın iyisi kötüsü olmaz derler ama Nilüfer Belediyesi'nin neresinden tutsanız elinizde kalacak bir konu nedeniyle ulusal gündeme taşınması herhalde hayırlı olmamıştır.

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey,  ÖDP,  HDP ve türevlerine yakın insanları nedense palazlandırdı, başkan yardımcılığı, birim müdürlüğü gibi makamlar vererek onların  önlerini sonuna kadar açtı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bile dikkatini çeken mahalle komitelerindeki eşcinsel kotası da bu kafaların ürünü hiç kuşkusuz.

Bu tür uygulamalar, yerel seçimde Bozbey'e oy veren AK Parti ve MHP gibi sağ/muhafazakar parti seçmenlerinin tepkisini çeker ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eleştirilerine de bu perspektiften bakmalı.

Gezeğin kitap gelirini LÖDER’e bağışladılar

$
0
0

700 yıllık gezek kültürünün bugün ülkemizin bir çok ünlüsünü kendi bünyesinden çıkardığını biliyor muydunuz?

Örneğin; Bursa’da Müzeyyen Senar, Zeki Müren, İnci Çayırlı, Burhan Dikencik, Erdinç Çelikkol gibi değerlerimiz bu kültürle yetiştiler ve sanat dünyasında şehrimizi başarıyla temsil ettiler.

Dün ziyaretimize Bursa Dostlar Gezeği’nin Başkanı Ömer Lapaçı ile üyeleri Mustafa Güleç, Nusret Yılmaz ve Nabi Ergin geldiler.

Başkan Lapacı odaya girer girmez elindeki bir kitabı takdim etti.

Mustafa Güleç tarafından kaleme alınan ‘Gezek Melodileri Arasında Paylaştığımız Öyküler isimli kitapta Bursa’daki 10 yıllık gezek kültürünün dökümanları derlenmiş.

Kitabın basım ve satım işini bir sosyal sorumluluk projesi olarak Bursamızın seçkin bir markası Özhan Marketler zinciri üstlenmiş.

Elde edilen gelir ise kısa adı LÖDER olan Lösemili Çocuklara Yardım Derneği’ne bağışlanmış.

Türk müziğine sahip çıkan amatör guruplardan biri olan Bursa Dostlar Gezeği’nin üyelerini böylesi örnek bir işe soyundukları için kutluyoruz.

Onlar demek ki, sadece saz söz, çalıp, eğlenen bir grup değilmişler.

Başkan Lapaçı, Bursa’da bu tür gezek gruplarının sayısının artmasını diliyor.

Buna bir de şöyle örnek veriyor.

Yıllar evvel Sağmacılar Cezaevi’nde müzik eğitim alan ve koroda görev yapan hükümlülerin Rahşan Affı ile serbest kaldıktan sonra, hiçbirinin tekrar suça bulaşmadıklarını ve hapishaneye geri dönmedikleri anlatılıyor.

Boşa ‘müzik ruhun gıdasıdır denmemiş.

UNESCO’nun, İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne de giren Bursa gezek kültürünün uluslararası literatürde de böylesi önemli bir yeri var.   

 

Kırsal da indirim istiyor

 

Bursa’nın gündeminde bugünlerde Büyükşehir’in yeni Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın suda indirim müjdesi çok konuşuluyor.

BUSKİ Genel Müdürlüğü’nün Strateji Geliştirme Müdürlüğü su tarifesinde indirimi çalışıyor.

Su fiyatlarındaki farklı tarifeden yakınan okurlarımızdan dün bir elektronik mektup aldık.

Harmancık ilçesinde daha evvel referandumla mahalleye dönüşen 5 eski köy Bütünşehir Yasası sonrası kırsal tarifeden faydalanamıyordu.

İlçeye bağlı Karaca Mahalle Muhtarı Seyit Ahmet Öztürk dün elektronik postamıza bir ileti gönderdi.

“2014’de Bütünşehir Yasası çıkmadan evvel, 2006 yılında ilçe merkez nüfusuna katkı sağlamak amacıyla yapılan referandumla mahalle olduk. 2014de çıkan yasa ile birlikte bizler artık eski köy statüsünde olan mahallelerin yararlandığı BUSKİ’nin indirimli su tarifesi, orman zati ihtiyaç, yakacak, ORKÖY, tarım ve hayvancılık gibi diğer hibelerden yarlanamıyoruz.

Muhtar Öztürk devamla şunu istiyor:

“Konum itibariyle ilçe merkezine en yakın Büyükşehir yasasıyla mahalle olan yerleşimler bu haklardan yararlanırken, ilçeye uzak olan benim mahallemin indirimli su tarifesinden faydalanamaması eşitlik ilkesine aykırıdır. Yeni Büyükşehir Belediye Başkanımız bizim talebimizi de dikkate almalı.”

2006 yılında referandumla mahalle olmayı kabul eden Karaca, Yayabaşı, Kılavuzlar, Ballısaray ve Kepekdere mahallelerinde köy yaşamı hüküm sürmesine rağmen buradaki aboneler Bütünşehir’in kırsal tarifesi yerine şehir merkezi tarifesinden su içiyorlar.

Hazır su da indirim çalışmaları yapılırken, bu haksızlığın da düzeltilmesinde fayda var.

Referandumla ilçenin geleceğini kurtarmak için taşın altına elini sokan ve kıt kanaat geçinen bu mahalleler daha fazla cezalandırılmamalı.

Diğer haklardan faydalanabilmeleri için de milletvekillerine görev düşüyor.

Onlar da yasa teklifiyle bu haksızlığı ortadan kaldırmalılar.

 

Minnet ve hürmetle

 

Modern Türkiye’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete göçünün yıldönümü bugün.

Kendisini bu vesileyle bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz.

Ruhu şad olsun.

‘Kaldırımı yok, yayaların can güvenliği tehlikede’

$
0
0

Üstteki fotoğrafta da görüleceği üzere Ankara Yolu gidiş istikametinde Otosansit’i 400 metre geçince sağdaki Opet petrolün Ankara Yolu’na paralel duvarı yola sıfır, yani yaya kaldırımı yok.

Bu durumda yayalar işleyen trafiğin içinden yürümek zorunda kalıyor.

Doğal olarak bu da yaya ve sürücü güvenliğini  tehlikeye atıyor.

Konunun yetkililerine Söz Sizde köşesi aracılığıyla sesleniyor, durumu yerinde kontrol ederek, bu yanlışın düzeltilmesi için gereğinin yapılmasını bir vatandaş olarak rica ediyorum.

Yaşar UZUN

 

Yakın Cevre Yolu karanlıkta

Yakın Çevre Yolu üzeri Samanlı Kavşağı’ndan Otosansit’e kadar olan tahminim 5 kilometrelik yolda sadece 100 metrelik bir bölümünde yol aydınlatma lambaları çalışıyor. Özellikle Samanlı Kavşağı-Vakıfköy lambaları arası neredeyse zifiri karanlık.

Bu durum hem yayalar için hem de sürücüler için tehlike arz ediyor.

Sizin köşenizde birkaç kez bu konuya değinilmesine rağmen, bugüne kadar yetkililer tarafından bir çözüm getirilmedi.

Bu yol iki mahalleyi birbirine bağlıyor. Yayaların bu anlamda can güvenliği yok. Ağır vasıta sürücüleri için de durum oldukça tehlikeli. Yola bazen at, bazen köpek çıkabiliyor.

Bir çözüm getirilmesi için illa olumsuz durumlarla karşılaşmak mı gerekiyor?

UEDAŞ’ın ve yetkililerin bu sorunu ve vatandaşın mağduriyetini gidermesini rica ediyoruz.

B. DOĞAN

Hedef büyük: 5 yıl sonra en iyi sağlık hizmetini Bursa verecek

$
0
0

Sağlık her şeyden önemli… O nedenle, sağlık alanında atılan her adım, yapılan her iş önem taşıyor.

Gün doğmadan başlayan muayene ve ilaç kuyruklarının hastane binası dışına taştığı yıllar artık geride kaldı. Şimdi, sağlık hizmetini daha iyi hale getirmek için iddialı projeler dönemi başladı.

Nitekim…

İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan’la sohbet ederken, iddiasını ortaya koydu:

“Devam eden hastane binalarımız ve yaşam merkezi projelerimiz 5 yıl sonra tamamlandığında Bursa en iyi sağlık hizmeti veren il olacak.”

Yeni süreçte…

Vatandaşın öncelikli başvurabileceği yaşam merkezleri uygulamasının öne çıkacağına işaret eder Dr. Akan, bu nedenle idari yapılanmayla bütünleşen projelere hız verdi.

Örneğin…

Her ilçede yan yana iki bina yapılacak. Bu binalardan dikey yani yüksek olanı İlçe Sağlık Müdürlüğü olarak idari hizmet verirken, yatay bina ise Yaşam Merkezi olarak şifa dağıtacak.

Dr. Akan bu yapılanma projesinin şu anki durumu hakkında da bilgi verdi:

“Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer, İnegöl, Mustafakemalpaşa ve Orhaneli’nde proje ihaleleri yapıldı.”

Şunu ekledi:

“Merkezdeki en büyük ilçe Osmangazi’de Çekirge Devlet Hastanesi’nin olduğu yere yapılacak. Yıldırım’da Ankara Yolu üzerindeki Yüksek İhtisas Hastanesi yeri değerlendirilecek. Nilüfer için de bir tercih yapacağız.”

Yanı sıra…

Gemlik’te eski hastanenin olduğu yere proje gerçekleştirilecek. Orhaneli ve Mustafakemalpaşa’da eski hastane binalarında tadilata gidilirken Gemlik’te eski hastane binası tamamen yenilenecek.

Gürsu, Yenişehir ve İznik’teyse yeni binalar yapıldı.

Yıldırım İlçe Sağlık Müdürü Dr. Ferhat Ekinci’nin de katıldığı sohbette, İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan yeni sistemin mantığını şöyle açıkladı:

“Artık sağlık müdürlükleriyle hastaneler arasında kopukluk olmayacak. İlçelerde yan yana yapılacak ve bir çeşit sağlık kampusu oluşacak. Böylece sağlık hizmetleri işleyişi hızlanacak.”

Şunu da ekledi:

“Onun için, projeler 5 yıl sonra bittiğinde Bursa’nın en iyi sağlık hizmeti veren il olacağını iddialı şekilde söylüyorum.”


 

Sevgiyle, saygıyla, minnetle anıyoruz

 

Müthiş bir askeri deha, çok ileri görüşlü bir devlet adamıydı. Toprakları işgal edilmiş, yorgun bir millete özgürlük hedefi gösterdi. Çağının çok ötesinde bir düşünceyle de yıkılmaz cumhuriyeti armağan etti.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 79. yıldönümünde sevgiyle, saygıyla ve minnetle anıyoruz.


 

Başkan Aktaş metroda, vatandaşla: Çok güzel hareketler bunlar

 

Fotoğrafı görünce “işte bu” dedik… Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş sabah Kestel İstasyonu’ndan metroya binmiş, vatandaşla sohbet ederek yolculuk yapmış.

Doğal olarak…

Sabah işlerine gitmek için Bursaray’a binenler, ayakta yolculuk eden Büyükşehir Belediye Başkanı’nı görünce önce şaşırmışlar, sonra da sorunlarını ve beklentilerini anlatmışlar.

Bize göre…

Başkan Aktaş daha görevin ilk günlerinde çok doğru bir adım atmış, vatandaşa güven vermiş.

Oysa…

İlk gününden itibaren bazı çevreler, sanki başka bir partinin mirasıymış gibi Recep Altepe döneminde yapılan her şeyin bozulup yıkılmasını, planlanan her şeyin de çöpe atılıp vazgeçilmesini istiyorlar.

Üstelik…

Bu tür beklentileri ortaya koyanların büyük bölümü AK Partili biliniyor.

Onun için…

Fotoğrafı görünce Başkan Aktaş’ın hırsla hareket etmeyeceği izlenimi edindik, vatandaşla iç içe Bursa’yı yöneteceği mesajı aldık ve “işte bu” dedik. 


 

DSP’li Özbilge’den uyarı: Atatürk milliyetçiliği hedef alınıyor

 

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ile birlikte yurt gezisinden yeni dönem DSP’nin Bursalı Genel Başkan Yardımcısı Murat Özbilge ile sohbet ederken izlenimlerini merak ettik.

“Ankara’dan bakınca nasıl görünüyor?” diye sorunca da şu tabloyu çizdi:

Bir…

“Ülkemize adeta Sevr dayatması var. Atatürk milliyetçiliği hedef alınıyor.”

İki…

“Dış ilişkilerdeki sıkıntılar yanında, ekonomide alarm zilleri çalıyor. İşsizlik tavan yaptı, enflasyon ikili rakamları çoktan aştı. “

Üç…

“Emekliler açlık sınırında, gençler eğitim sistemi yanlışları yüzünden geleceğinden endişeli. Esnaf siftahsız günler geçiriyor. Bankacılık sistemi yabancıların kontrolünde.”

Dört…

“Siyasette etik kurallar aşıldı, Bülent Ecevit’le Meclis’e giren nezakette ayar kaçtı.”

Ardından…

Yurdun dört yanında vatandaşlara söylediklerini aktardı:

“Laiklik Türkiye’nin aşil topuğu, sıkıca sarılmak zorundayız. Burada da DSP’nin inançlara saygılı laiklik anlayışı çok önemli.”

Şunu da ekledi:

“Her alanda devletin tüm denetleme kurumları çalıştırılmalı. Kamuda mutlaka liyakat sağlanmalı, tasarruf sözde değil uygulamada olmalı.”


 

İYİ Parti teşkilatlanmadan fire veriyor

 

Geçtiğimiz hafta sonuna kadar İl Başkanı olarak Yüksel Yılmaz’ın atanması bekleniyordu, ama İYİ Parti teşkilatlanmaya bir türlü başlayamadı.

Bu süreçte…

İYİ Parti ile anılan DP’nin eski bir ilçe başkanıyla konuşurken “Vazgeçtim” dedi.

Kurucular Kurulu’nda Ülkücü görüşlülerin çokluğu, Meral Akşener’in tek düze sesle rahmetli liderleri sayarken Alpaslan Türkeş’i coşkulu söylemesi de vazgeçme nedeni olmuş.


Zekice

Konutta Bursa’nın fiyat trendleri

$
0
0

Konut piyasasında gözler fiyatlarda.

Yatırım sahipleri hızlı değerlenme peşinde.

Ev edinmek isteyenler uygun fiyatlı konut bulma gayretinde.

Fiyat trendleriyse ilden ile, ilçeden ilçeye değişmekle kalmayıp...

Mahalle mahalle sokak sokak dahi ciddi farklılıklar gösterebiliyor.

Ama net bir gerçek var ki;

Bursa son aylarda fiyat artışlarında tartışmasız şampiyon konumunda bulunuyor!

Marka projelerdeki artışın yanısıra Osman Gazi Köprüsü’nün yarattığı etki de...

Konut fiyatlarında görülen artışın nedenleri arasında öne çıkıyor.

Neticede yüksek konut arzıyla gelen seçenek çeşitliliği oluşmuş durumda.

Bu nedenle fiyat bazında da geniş bir yelpaze söz konusu.

Peki talep hangi konut tipleri ve fiyat aralıklarında ağırlık kazanıyor?

Farklı kuruluşların değişik saha araştırmaları ve değerlemeleri mevcut artık.

Dolayısıyla daha detaylı biçimde fiyat datalarına ulaşmaya başladık.

Örneğin son olarak Endeksa adlı kuruluşun Bursa’yı kapsayan bir fiyat analizi karşımıza çıktı.

Analize göre Bursa’da ortalama brüt alan 161 metrekare olarak gözükmekte!

Ortalama değerlerde birim fiyatsa metrekare başına bin 900 TL olarak karşımıza çıkıyor.

Ve neticede Bursa genelinde ortalama konut fiyatının 271 bin TL olduğu dikkat çekmekte.

Tipine göre değişse de ortalama geri dönüş süresi ise 18 yıl olarak görünüyor.

Bursa'da 1+1 konutların metrekare başına ortalama fiyatı 2 bin 150 lira olarak araştırmaya yansımış.

Neticede 1+1’deki ortalama konut fiyatı ise kent genelide 149 bin lira düzeyinde seyrediyor.

Bu konutun yatırımcısına dönüş dönüş süresi ise 14 yıl olarak hesaplanmış.

2+1 konutlarda ise ortalama bazda metrekare fiyatı bin 825 TL, konut fiyatı 182 bin TL ve geri dönüş süresi 17 yıl.

Araştırmaya göre 3+1’de metrekare fiyatı bin 950 lira, konut fiyatı 276 bin lira ve geri dönüş süresi ise 20 yıl düzeyinde bulunuyor.

 

Fırsat çeşitliliği yüksek


Büyük ölçekli yani 4+1 tipi konutların ortalama değerlerle metrekare fiyatı bin 975 TL olarak datalara yansımış.

Ortalama fiyat 383 bin TL, yatırımın geri dönüş süresi 18 yıl olarak hesaplanmakta bu konut tipi için.

Ama unutmayalım ki bunlar ortalamalar!

Yani projenin lokasyonu, sosyal donatıları ve park alanları gibi unsurlar fiyatı etkilemekte.

Kısacası çok değişik seçenekler muvcut.

Ve kaliteli konutu uygun fiyata bulma şansınız az değil.

Sözün özü; karar vermeden önce detaylı bir araştırma yapmak şart.

 

Makinedeki küresel şansımız

 

Bursa küresel çapta geniş katılımlı bir endüstri zirvesine hazırlanıyor.

Ama bu zirveden önce Bursalı makine üreticileri dünya standlarında başrolü kapmaktan da geri kalmıyor.

Mesela Ermaksan global ölçekli 3 önemli fuarda aynı anda ürünlerini görücüye çıkarmış!

Sektör adına en etkin pazarlar ve üreticiler arasında yer alan ABD, Çin ve Almanya’daki fuarlarda boy gösterip...

Tam anlamıyla Türk mühendislik ve işçiliğinin ürünü olan son teknoloji makineleri beğendirmek kolay bir iş değil.

Dünyada bu çapta boy gösterebilmenin yolu ise gerçek anlamda yenilikçi olmaktan geçiyor.

Peki sektörel anlamda küresel şansımız ne?

Sektörün potansiyeline “vazgeçilmez olmak bizim elimizde” diyerek dikkat çeken...

Ermaksan Genel Müdürü Ahmet Özkayan’a göre...

Türk makine sektörü ileri teknolojiye yatırım yaptığı ölçüde dünya sahnesinde boy gösterme gücüne sahip. 

Bir vatansever askerin düşündüren maili...

$
0
0

Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda 10 yıl piyade subay olarak gururla görev yapıyor, Bursalı Tarık O...

Yüzbaşı olmasına bir gün kala 29 Ağustos 2014 tarihinde, kendi isteğiyle çok sevdiği askerlikten ayrılıyor...

Ayrılmak zorunda kalıyor!

Çünkü görev yaptığı üsteki komutanının uyguladığı mobbinge artık dayanamıyor.

Meslek yaşamında hiç soruşturma geçirmemiş, takdir belgeleriyle dolu geçmişe sahip olmasına rağmen, komutanının sergilediği baskıcı, onur kırıcı sert tutumlarına bir anlam veremiyor...

Ta ki, 15 Temmuz gecesi darbeye kalkışan FETÖ’cü hainler arasında o komutanını da görünceye kadar! 

 

*

 

FETÖ’cü o hain komutan şimdi cezaevinde, vatana ihanetinin cezasını çekiyor...   

Evli ve 1 çocuk babası Tarık O ise tam 3 yıldır işsiz!

O da, ihanet edenlere boyun eğmemenin ekonomik cezasını çekmekte!

657 sayılı kanunun 92.nci maddesine güvenerek kamu kurum ve kuruluşlarına yaptığı iş başvurularından bugüne kadar olumlu sonuç alamamış...

Bu yüzden aile yaşantısı da bozulmuş, mutlu yuvası dağılmak üzere...

Şanlı Ordumuza sızarak FETÖ’cü hainlerin yıldıran baskıları yüzünden, çok sevdiği askerlikten ayrılmak zorunda kalan Tarık O gibi mağdur kim bilir daha kaç vatansever var?

 

*

 

Samimi duygularıyla yazdığı mailini okuyunca üzüldüm...

Çünkü, Tarık O’nun ailesiyle komşuyduk, yıllarca aynı sokakta oturduk, çocukluğunu da biliyorum...

Subaylık yakışıyordu kardeşime...

Mailinde beni en çok yaralayan da şu cümleleri oldu:

“Silahlı Kuvvetlerde bunca yıl onurumla, şerefimle hizmet ettim. Ancak sivil hayatta hiçbir değerimin olmadığını gördüm. İçim kan ağlıyor. Bu kadar değersizlik insanı yıpratıyor. Siyaseten bir torpilin yoksa iş başvuru evrağını ciddiye bile almıyorlar ne yazık ki!  Bu ülkede askerler sadece  şehit olduklarında değerliymiş, acı da olsa gördüm bu gerçeği!”   

 

Cam filmini yakıt göstergesine takalım!

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamuoyunda tepki gören araçlardaki cam film yasağına ilişkin yeni bir düzenleme yapılmasını istedi.

Bu demektir ki, yasak kalktı, parça filme devam!

Nitekim, dün İçişleri Bakanlığı’ndan da açıklama vardı, cam filmin araçlara hangi koşullarda serbest bırakılacağına dair yeni bir yasal düzenleme yapılacakmış...

Düzenleme yapacaklara bir öneride bulunmak istiyorum...

Araçlardaki yakıt göstergesine de film kaplama zorunluluğu getirilsin!

Bence camlardaki filmden daha faydalı olur!

Neden mi?

Zamlı yakıt alma korkusuyla, yollarda bir gözümüz sürekli yakıt göstergesine kaymaz!

Yakıtın bittiğini müjdeleyen ışığı görmediğimiz için de moralimiz bozulmaz! 

Hatta, akaryakıt istasyonlarındaki pompalar da boydan boya film kaplansa heç fena olmaz hani!

 

Transfere dikkat!

 

Bursa polisi, eskort sitesi üzerinden lüks otellerde fuhuş yaptıran iki kişiyi, teknik takiple suçüstü yakalamış...

Yakalanan kişilerin fuhuş pazarlığında kullandıkları şu parolaya bakar mısınız:

“Yeni transfer var. Maç başına 900 lira istiyor. İmza için otelde buluşalım!”

Kardeşim insan sormaz mı?

Maç başına 900 lira isteyen transfer, yerli mi yabancı mı, hangi mevkide oynuyor, bonservis sorunu, hiç milli olmuş mu?

Bunları sormadan imza attırırsanız, işte böyle maça çıkmadan yakalanırsınız!

Gitti buz gibi 3 puan!  

CHP'de Kılıçdaroğlu bilmecesi, programda yemek yok!

$
0
0

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün Bursa'da.

​Son gün Gürsu OSB ve şehit yakını ziyareti de eklendi Kılıçdaroğlu'nun Bursa programına.

Bir de Bursa İl Başkanlığı'nın programında örgütle akşam yemeği var.

Ancak CHP Genel Merkezi'nin programında Kılıçdaroğlu'nun akşam yemeği yok!

Bu verdiğim bilgiye itiraz edilmemesi için programın çıktısını aynen paylaşıyorum.

CHP'de ilk kez karşılaştığımız hadisenin aslı şu:

CHP İl Başkanlığı, Kılıçdaroğlu'nun Bursa programının finaline akşam yemeği yazdı.

Yemek davetiyeleri de 125 liradan üyelere satıldı.

Örgütün Kılıçdaroğlu ile buluşacağı yemeğin davetiyesinin  125 liradan satılması Kılıçdaroğlu'nun kulağına gitti.

Dün, Kılıçdaroğlu'nun programında akşam yemeği olmadığını öğrendim.

Bunun iki nedeni var.

Birincisi, Kılıçdaroğlu pazar sabahı yabancı konuklarla biraraya geleceği programa akşam saatlerinde hazırlık yapmak istiyor. Yani Kılıçdaroğlu Bursa'dan erken ayrılıp, pazar günkü programa hazırlık yapmak niyetinde.

İkinci neden de Kılıçdaroğlu'nun bu tür gezilerde örgütten çok halkla daha çok temas etmek isteği.

Kılıçdaroğlu “CHP'liler zaten bize oy veriyor. Önemli olan bize oy vermeyen kesimlerle temas etmek” anlayışını benimsediği için bu sabah CHP'nin Bursa'da en az oy aldığı mahallelerin muhtarlarıyla kahvaltı edecek.

Kılıçdaroğlu'nun programında  olmasa da CHP İl Başkanı Şadi Özdemir, Genel Başkanı'nın yemeğe katılması için ısrarcı olacak.

Nitekim Özdemir, çevresine yemeğin olacağını ve Kılıçdaroğlu'nun da katılacağını söylüyor.

Bakalım Kılıçdaroğlu, yemeğe mi katılacak yoksa programda yazıldığı  gibi saat 18,00'de Bursa'dan Ankara'ya mı hareket edecek?

 

-------------------------

 

6 ayaklı program

 

CHP Genel Merkezi'nin Bursa programının  6 ayağı var.

İlk ziyaret saat 10,30'da Gürsu Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı ziyareti...

Kılıçdaroğlu ardından muhtarla kahvaltı edecek.

CHP Lideri, sırasıyla Nilüfer Belediyesi ve Mudanya Belediyesi'nin tesis açılışlarını gerçekleştirdikten sonra Tarım Çalıştayı'na katılacak ve akşam saatlerinde şehit ailesini ziyaret ettikten sonra Bursa'dan ayrılacak.

Peki akşam bir otelde planlanan yemeğe katılmazsa ne olacak?

Yemeğin yine olması planlanıyor Kılıçdaroğlu'suz.

 

--------------------

 

Nerde o eski meyveler, sebzeler...

 

Ne o, rengi kan kırmızı, kokusu mis, tadı damakta kalan domates gibi domatesler kaldı, ne de o, sulu, kıtır kıtır salatalık gibi salatalıklar.

Eskiden Bursa şeftalisinin tadı vardı, bugün ise sadece adı kaldı.

Tarım ürünlerinin tadının kaçmasını daha fazla verim almak için genetiği değiştirilen tohum ve gübre olarak açıklıyor uzmanlar.

Tarım ilaçları da cabası...

Ancak ben Bulgaristan'da çocukluğumun domatesini yedim 2 yıl önce.

OLAY TV'nin özel yayını için bulunduğumuz Bulgaristan'da, gidecek başka bir yer yokmuş gibi bir Türk lokantasına gittik.

Ortaya domates geldi...

Aman Allah'ım o nasıl güzel domates.

Hemen lokanta sahibine görüşümü bildirdim: “Biz de tarım ülkesi olarak övünüyoruz. Sizin Bulgaristan'da domatesler çok daha güzel”.

Türk lokantacısından aldığım yanıta buyrun:

“Yediğin domates Bulgaristan'ın değil ki, Türkiye'den ithal!”

Demek ki hala eski domatesler varmış Türkiye'de ben rastlamasam da.

Önceki gün Gübretaş'ın basın toplantısı vardı.

Konu gübreydi ancak biz ısrarla hadiseyi tarıma çekmeye çalışıyor, Gübretaş yöneticilerinden milli tarımla ilgili görüşlerini dinlemek istiyor, dışa bağımlılığın ve tarım topraklarının küçülmesinin nedenlerini soruyoruz.

Sektörün neredeyse tamamının kullandığı kimyasal gübrenin hammadesinin yüzde 95'ini ithal ediyormuşuz mesela.

Bu istatistik bile başlı başına milli tarım için katedeceğimiz yolun ne kadar uzun ve meşakkatli olduğunu gösteriyor.

Tarımda millilik bir yana, gelelim Gübretaş'ın faaliyetlerine.

Toprağın en verimli şekilde işlenmesi için Gübretaş'ın önemli faaliyetleri varmış.

“İyi Tarım” projesiyle, hangi tarım alanının hangi ürüne elverişli olduğu, hangi tarım toprağına hangi tür gübrenin kullanılması halinde verimin arttırılacağı gibi sorulara yanıt buluyorlar.

Bu çalışmayla binlerce hektarlık tarım arazisinin analizi yapılmış, binlerce çiftçi eğitilmiş.

Hedef bilinçli çiftçiler eliyle bereketli hasatlar üretmek.

Bir başka ifadeyle en az gübreyle en fazla hasat elde etmek.

Her geçen gün küçülen tarım toprakları karşısında toprağın en verimli şekilde kullanılması, hem çiftçiler için hem de tüketiciler için şart.

Engellinin otopark sorunu

$
0
0

Sayın Günay Bey, ben engelli vatandaşım. Birinci fotoğraf Osmangazi’nin otoparkı. İkincisi ise Hayat Hastanesi’ne Merinos tarafından çıkarken ve hemen yanında 10 metre mesafede (ikinci fotoğraf) Büyükşehir’in otoparkı.

Aralarında 11 metre mesafe var.

Birine gidiyorum ‘Yasak’ diyor, diğerine gidiyorum o da ‘Dışarı park et’ diyor, otopark boş olmasına rağmen.

‘Kurallar böyle’ diyor çalışan arkadaşımız.

Osmangazi’nin otoparkını spor kulübü çalıştırıyormuş. Engelli vatandaşa nasıl olur da yasak oluyor park etmek anlayabilmiş değilim. Bu olay birkaç kez başıma geldi. Bir gazi arkadaşımız da benden 5 dakika sonra aynı şeyi yaşadı.

Yetkililerimizin bir açıklama yapmasını bekliyorum. Otoparkı kullanmak isteyen engelli vatandaşlara neden zorluk çıkarılıyor ve yasaklanıyor park etmek?

Engelli vatandaş

 

Kaldırımların bu kadar yüksek olması normal mi?
 

Karacabey’de yeni yapılan kaldırımlarda dikkatimi çeken bir durum var. Kaldırımlar asfalttan 30-40 cm kadar yüksekte. Böyle olunca da, yaşlılar, çocuklar kaldırımlara çıkıp inemiyor. Araçlarımızın kapısı kaldırıma sürtüyor.

Karacabey Belediyesi yetkililerinin dikkatine sunuyorum.

Bir vatandaş

 

Şampiyonluk posterlerini kim, neden çöpe attı?
 

​Çöp tenekesinde gördüğüm bu yırtılmış posterler Bursasporumuzun şampiyon olduğu bastırılmış posterlerdi. Hürriyet’te bulunan spor tesisinin duvarında asılıydı. Ama ne yazık ki, işgüzar birileri yerinden çıkarmış, buruşturup çöpe atmış.

Bu posterleri çöpte görünce çok üzüldüm. Bursasporumuza ve biz taraftarlara çok büyük saygısızlık olarak değerlendiriyoruz. Kim, neden, hangi gerekçeyle bu posterleri çöpe attı, bir açıklama yok. Büyükşehir Belediyemizin bir açıklama yapacağını umuyorum.

Bursaspor sevdalısı vatandaş

Bin yıllık Yiğitali Köyü çaresiz: Köy SİT’te, arazileri ormanda!

$
0
0

Tarih kayıtlarına göre… Uludağ eteklerindeki Yiğitali Köyü’nün kuruluşu, Anadolu kapılarını Türklere açan 1071’deki Malazgirt zaferinden daha eski. Çünkü köyün tarihçesi 1025 yılına kadar gidiyor.

O bakımdan…

Bin yıllık geçmişiyle bu toprakların bekçisi gibi kentin üst tarafında, Uludağ yamaçlarından ovaya bakıyor.

Ne var ki…

Yiğitali’de yaşayanlar son 3 yıldır resmen kâbus görüyorlar.

Çünkü…

Muhtarlığa asılan Kadastro listesine baktıklarında köylerinin tamamının 1. Derece SİT, arazilerinin tamamının orman alanı olduğunu gördüler.

O günden beri…

Yiğitali Muhtarı Sadık Yıldız başvurmadık makam, çalmadık kapı bırakmadı. Henüz umutsuzluğa kapılmadı, ama sesini duyuramadığını düşünüyor.

Sohbet ederken…

“Tarihi köylerin yaşadığı sorun bizim de başımıza geldi” diye söze başladı ve şunu söyledi:

“Yiğitali olarak hizmette en küçük sıkıntımız yok, aksine resmen hizmet yağıyor. Bizim derdimiz büyük. Evlerimizin, arazilerimizin sahibi değiliz.”

Sorunu da anlattı:

“Listeye bakınca hepimiz yıkıldık. Çünkü köyün tamamı 1. Derece Doğal SİT kapsamında. 263 parsel arazi de aynı şekilde ormana geçmiş.”

Aslında…

Diğer tarihi köylerdekine benzer sıkıntı Yiğitali için de geçerli. 1936’da tarıma yüksek vergi getirilince arazilerin az bir kısmını yazdırılmış, ama arazinin tamamının kullanımı devam etmiş.

Günümüz kadastro uygulaması da kayıtlar üzerinden yürüyünce atadan kalma tarlalar, bahçeler köylünün elinden gidiyor.

Buradaki fark…

Yiğitali’nin Uludağ yamacında olması nedeniyle arazinin ormanda kalması. Bu nedenle 2B kapsamına girmişler, ama Hazine genelde köylüye kullandığı araziyi satarken burada orman alanı olması nedeniyle işlemleri durdurmuş.

“Bu araziler bizim, atamızdan kaldı ve yüzyıllardır da ekip biçiyoruz” diyen Yiğitali Muhtarı Sadık Yıldız’ın çağrısı şu:

“Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan, milletvekillerimizden, Valimizden sesimizi duymalarını ve bizi çaresizlikten kurtarmalarını bekliyoruz. Bizim olan arazilerimizi geri istiyoruz.”


 

Köyü taşımak mı, kararı düzeltmek mi kolay?

 

Yiğitali Muhtarı Sadık Yılmaz yaşadıkları SİT ve 2B sorununu anlatırken karşılarına çıkan ilginç bir duruma dikkat çekti:

“Hazine ormana geçen arazilerimiz yerine Bursa’nın başka yerlerinden arazi verilebileceğini söylüyor, dilekçeyle başvuru istiyor.”

Söylediği şu:

“Nereden arazi verileceği belli değil. Köy burada, ama arazi başka yerde olur mu? Bunu da anlayabilmiş değiliz.”

Sorusu şu:

“Bin yıllık köyü taşımak mı, yoksa kararı düzeltmek mi kolay?”


 

Doğu Perinçek ‘milli hükümet politikası’ çağrısı yapmaya geliyor

 

Kendi aralarında elbette çalışmalarını sürdürüyorlardır, ama siyaset için uzun sayılabilecek süredir gözlerden uzakta kalan Vatan Partisi siyasetin temposunu yeniden yükseltmek için harekete geçiyor.

Nitekim…

İl Başkanı Mehmet Alanbel, İl Sekreteri ve MKK Üyesi Semra Yılmaz, Öncü Kadın İl Başkanı Sema Kırmız ve Öncü Kadın İl Sekreteri Nermin Körmükçü ile sohbet ederken, 19 Kasım Pazar günü “Vatan savaşından milli hükümete” temasıyla Altınceylan’da dayanışma yemeği düzenlendiğini söylediler.

Üstelik…

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek yemeğe katılmak için Bursa’ya gelirken, hem parti kademeleriyle, hem de Bursa’da siyaset ve toplumun öncüsü olmuş kimi isimlerle görüşecek.

Alanbel süreci ve izledikleri politikayı şöyle özetledi:

“Önümüzde kritik seçimler var. Sayın Perinçek savunduğumuz milli hükümet politikasının seçimin merkezi olması için çalışıyor.”

Hedef şu:

“Milli kuvvetleri birleştirecek ve toplumda karşılığı olan bir cumhurbaşkanı adayıyla hareket etmek gerekiyor. Bu hedefle aralık ayından itibaren startı veriyoruz.”


 

AK Parti Osmangazi temayülünde 21 aday adayı sandığa giriyor

 

​AK Parti, kongrede aday olmayacak ilçe başkanlarının yerine yeni başkan belirlemek üzere başlattığı temayül yoklamalarının en yoğun gününü yaşayacak.

Çünkü…

Merkezdeki 3 büyük ilçe olan Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer’in temayülleri aynı saatlerde yapılacak.

Üstelik…

Osmangazi’de büyük çoğunluğu yönetimden olmak üzere 21 aday adayı temayül sandığından çıkabilmek için yarışacak.

Ancak…

Adaylar arasında bir adım öne çıkanların sayısı çok fazla değil. Kulislerde Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ay, eski Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Özkayan ve İlçe Gençlik Kolu eski Başkanı Ali Sait Adiloğlu isimlerinin diğerlerinden daha çok konuşuldukları kulağımıza geliyor.

Nilüfer’deyse Teşkilat Başkanı Tahir Kahveci adı teşkilatta biraz daha fazla dillendiriliyor.


 

İsmet Karaca Osmangazi adayı olacağını Bağlarbaşı’nda açıkladı

 

Delege seçimlerini tamamlayan ve ilçe kongreleri için artık gün saymaya başlayan CHP’de adaylıklar da yavaş yavaş şekilleniyor.

Örneğin…

Osmangazi İlçe Başkanı İsmet Karaca’nın sahip olduğu delege gücüyle bu dönem İl Başkanı Adayı olmasına yönelik parti örgütünden bazı talepler vardı.

Yanı sıra…

Parti içinde “Önce Osmangazi İlçe Başkanı olur, sonra İl’e aday çıkar” beklentisi de dillendiriliyordu.

Kongre öncesi mahalle temsilciliklerini ziyaret eden Karaca önceki akşam en güçlü olduğu bölgelerden Bağlarbaşı’nda partililerin “Yeniden Osmangazi adayı olması” isteğiyle karşılaşınca Osmangazi adaylığını kesinleştirmiş oldu.

Kararı…

Bağlarbaşı Mahalle Temsilcisi Selahattin Demirci sosyal medyadan “önümüzdeki kongrede yeniden ilçe başkanlığına aday olacağını müjdesini verdiler” diyerek duyurdu.

Dağ’ın arka yüzünde genç bir kaymakam

$
0
0

Adı Enis Aslantatar. Genç bir mülkiyeli.

Kendisi Bursa’nın güneyindeki Dağ ilçesi Harmancık’ın Kaymakamı olur.

Kaymakam Bey maşallah atom karınca misali boş durmuyor.

İlçe kaymakamlığının sosyal medya hesapları, yöre doğumlu olmamız nedeniyle yakın takibimizde.

Muhtemelen ilçeye atanan diğer bütün kaymakamlar gibi kısa süre kalıp, o da Harmancık’tan ayrılacak.

Ama Kaymakam Aslantatar’ın paylaşımlardan bu süreyi en faydalı biçimde değerlendirme gayretinde olduğunu görüyoruz.

Enis Kaymakam gününü makam odasında geçirenlerden değil.

İlçenin 31 mahallesini adeta seyyah misali dolaşıyor.

Bir gün Karaca bir gün Kozluca diğer gün Akpınar başka bir gün Ballısaray bazen Çakmak, Gülözü, Çatasölsöğüt gibi bir kaç mahalleyi birden kapsayan geziler yapıyor.

Mahallelere giderken yanına daire amirlerini, İlçe Jandarma Komutanı’nı, İlçe Emniyet Amiri’ni de alıyor.

Hastaları, yaşlıları, engellileri ayaklarına kadar gidip ziyaret ediyor.

Hal hatır soruyor, el öpüyor, sorunları dinliyor.

Bir kaymakamın, valinin kendinden büyüklerin elini öptüğü Türkiye’de ender görülecek durumdur.

​Enis Kaymakam hiç gocunmuyor.

Yaşlısına, dezavantajlısına, engellisine devletin şefkatini, sıcaklığını hissettiriyor.

Vatandaştan gelen isteklerin hepsini karşılaması zaten beklenemez.

Ama o bir bir dinliyor, notlar aldırıyor, çözülebilecekleri devlet gücüyle halletmeye çabalıyor.

Harmancık Kaymakamı Enis Aslantatar’ın, yaşlılara hürmetinin yansıması olan el öpme fotoğraflarını görünce aklıma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vali ve kaymakamlar için ‘gerekirse yoksullara dağıtılan kömür kamyonlarının üstüne bizzat sizler çıkacaksınız’ talimatı geldi.

Harmancık’taki mülki amir işte tam da Erdoğan’ın istediği bir idareci.

İlçe halkı da son derece memnun.

Derme çatma evlerde, engelli, yaşlılarıyla birlikte kıt kanaat geçinen ve fakir bir yaşam süren Yörük Türkmen kökenli hemşerilerimiz devletlerine de son derece bağlılar.

Bir fotoğrafın bize hissettirdikleri ve yöre halkından duyduklarımız bunlar.

Ülkemizin böylesi kamu görevlilerine çok ihtiyacı var.

Aslantatar idarecilikte bu yaklaşımını korudukça, devlet daha iyi noktalarda kendisine görev tevdi edecektir.

Ceberrut devlet uygulamaları, soğuk nevale kamu yöneticisi görmeye çok alışık olan milletimizin, böylesi sorumluluk duygusuna sahip, alçak gönüllü kaymakamı karşılarında bulduklarında şaşırdıklarını da söyleyebiliriz.

Duruşunu hiç bozma Sayın Kaymakam.

 

TANAP’ın peşinde


Madem söz Harmancık’tan açıldı, yörenin umudu olan bir proje hakkında da bilgi aktaralım.

Malumunuz aralarında Harmancık’ın da bulunduğu Bursa’nın dört ilçesinden kısa adı TANAP olan, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı geçiyor.

Şah Denizi’nden çıkan Azeri gazının Türkiye üzerinde Avrupa’ya taşıyacak hattını inşaatı sürüyor.

Proje geçtiği güzergâhtaki vatandaşların sosyo-ekonomik anlamda güçlendirilmesi için yüzde 90’ı bulan oranlarda hibeler veriyor.

O hibelerden hem vatandaşlar hem kamu kurum ve kuruluşları hem de STK’lar, tarımsal kalkınma kooperatifleri faydalanıyor.

Harmancık Kaymakamlığı da ilçenin gelişimi için toplamda 4,5 milyon liralık 5 ayrı proje hazırlamış.

Engelli ve yaşlılara alet edevat temini, palet tesisi kurulumu, ilçedeki Meslek Yüksekokulu’nun atölye kurulumu gibi işler için TANAP’tan kaynak bekleniyor.

İşte o başvuruların sonuçlarını öğrenmek hem de pozitif ayrımcılık istemek için önceki gün Kaymakamı Enis Aslantatar, AK Parti İlçe Başkanı Hasan Hüseyin Temel, Milletvekili Bennur Karaburun ile birlikte Ankara’da TANAP Genel Müdürü Saltuk Düzyol’u ziyaret emişler.

Dün Başkan Temel ile görüştüm.

Yukarıda ceberrut devlet dedik ya, TANAP’ın Genel Müdürü Düzyol’dan, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ve Milletvekili Karaburun’un girişimlerine rağmen hiç pozitif ayrımcılık sinyali alamamışlar. 

TANAP’ın başındaki o şahsı ilçeye davet edip, niçin hibe başvurusu yapılan projelere ayrı bir değerlendirme istendiğini bizzat yerinde göstermek lazım.

Bursa denince herhalde Harmancık’ın da dört dörtlük kalkınmış bir ilçe olduğunu sanıyor beyefendi.


Nasıl olacak böyle?

$
0
0

Liglere verilen milli maç araları özellikle sakatı bol kulüp takımlarının nefes alması ve yaralarını sarmaları açısından önemli bir avantaj teşkil ediyor.

Kasımpaşa maçında gördüğü sarı kart nedeniyle cezalı duruma düşen Titi, Göztepe karşısında forma giyemeyecek. Bu durumda Paul Le Guen’in sistem değişikliğine gidip yeniden 4’lü defansa mı döneceği tartışılırken, Nijerya Milli Takım’da bulunan Agu’dan sakatlık haberi gelince keyifler iyice kaçtı. Özlüce’de bu günlerde sakat oyuncu sayısının iyice artmaması için dua ediliyor. Tabi bir de Aziz Behich’in Avustralya’dan cuma gününe kadar Bursa’ya gelmesi beklenecek.

18 Kasım Cumartesi saat 14.00’te oynanacak Göztepe maçının pazar gününe alınması için yapılan başvurunun TFF tarafından kabul görmemesi de ayrı bir sorun. İşçi ve esnaf kenti Bursa’da en yoğun günde maç oynatmak taraftara “Maça gelmeyin” demekten başka ne demektir?

Evindeki 5 maçı 24 bin 62 ortalamaya oynayan ve bu rakamlada Avrupa’da 86. sırada yer alan Bursaspor’u sevenlerinden ayırmaya  kalkmayın ve Göztepe maçını hiç olmazsa gündüzden akşam saatine kaydırın.

Bursaspor’un sakatlarına her geçen gün yenileri eklenirken, Süper Lig’e fıtına gibi bir giriş yapan ancak son 3 haftada sadece 1 puan alabilen Göztepe’de ise stoperler Peybernes ve Kosanovic ile Scarione’nin iyileştiğini golcü Adis Jahovic’in de sarı kart cezasını tamamladığını belirtelim. Bu milli maç arasının İzmir ekibine ilaç gibi geldiği bir gerçek.

Dar bir kadroya sahip Paul Le Guen’in eldeki mevcutlar içerisenden en iyi 11’i sahaya çıkaracağına kuşkumuz yok. Umarız forma şansı bulanlar ve kulübede görev bekleyecekler hocalarını hayal kırıklığına uğratmaz.

 

A’dan Z’ye değişmeli

 

Milli maç arası dedik ya A Milli Takımımızın Romanya karşılaşmasına değinmeden olmaz. 2020 Avrupa Şampiyonası ve 2022 Dünya Kupası’nın temellerini atmak isteyen Mircea Lucescu gençleri görmek istedi. Romanya ile kötü bir prova gerçekleştiren ay yıldızlıların takım oyunundan ne kadar uzak olduğunu gördük. Bireysel hatalar da yenilgiyi getirdi. Süper Lig’de Karabükspor formasıyla 2 golü bulunan Gheorghe Teodor Grozav’un A Milli takıma 90 dakikada 2 gol atması hayli düşündürücü.

Dün de Ümit Milli Takımımızın Malta ile deplasmanda maçı vardı. Kubilay Kanatsızkuş’un auta gidecek şutunda top rakibe çarpıp ağlara gidince şans golüyle 1-0’lık galibiyet güç bela geldi.

Aylardır yabancı oyuncu sınırması gündemi meşgul ediyor.

Büyük fotoğrafı kimse görmek istemiyor.

Türk futbolunu A’dan Z’ye yeniden yapılandırmadıktan sonra 0 yabancıyla oynasan ne olur, oynamayan ne olur?

Yolsuzlukla mücadele inandırıcı değil

$
0
0

Suudi Arabistan’ın genç veliahtı Muhammed bin Selman’ın boyundan büyük bir işe kalkıştığı anlaşılıyor.

İran’ı hedef alarak bölgesel bir savaşa yol açmak Suudiler için hiç akıl kârı değil.

Belli ki, İsrail ve Trump yönetimi tarafından yazılmış bir senaryoyu uygulamaya çalışıyor çocuk.

*

Gizli kalacağını sandığı tüm ayrıntılar ortalığa saçılmaya başladı bile.

Hariri’nin uçağı normal bir şekilde havaalanına iniyor. O ana kadar Lübnan Başbakanı’nın hiçbir şeyden kuşkusu yok. Kral’a güveni var demek ki.

Ama birdenbire uçağın çevresini Suudi polisi sarıyor, Hariri indiğinde hemen onun ve korumalarının ellerindeki telefonlar gasp ediliyor.

Ünlü İngiliz gazeteci Robert Fisk, Independent’taki yazısında şöyle diyor:

“Hariri Riyad’a giderken Suudiler tarafından alıkonulacağını tahmin etmemişti. İstifaya da hiç niyeti yoktu. Ertesi gün IMF ve Dünya Bankası temsilcileriyle Beyrut’ta görüşmeleri olacaktı.”

Fisk’in şu değinisine de göz atmadan devam etmeyelim:

“Hariri’nin istifa mektubundaki içerik ve üslub, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve ABD’nin ‘akıl hastası’ Başkanı Donald Trump’la aynı çizgidedir.”

Yani İngiliz gazeteci istifa mektubunun Hariri tarafından yazılmış olamayacağını savunuyor.

*

Öte yandan Sendika.org’taki Cenk Ağcabay’ın yazısından öğreniyoruz ki, ülkesindeki yolsuzluklarla mücadeleyi öne çıkartan Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın 500 milyon dolarlık bir yatı var.

Babası Kral Selman’ın Londra’daki villasının değeri de 28 milyon dolar. Kral’ın ve ailesinin bu yazki tatil masrafıysa 100 milyon dolar.

Öyle görünüyor ki, Suudi Arabistan’da yolsuzlukla mücadele edilecekse buna, Kral’dan ve oğlunun har vurup harman savurmasından başlamak şart.

Yoksa ne kendi halklarını, ne de dünya kamuoyunu yolsuzlukla mücadele ettiklerine inandırabilirler.

 

Macera dolu ülke: Suudi Arabistan

 

Suudi Arabistan, birdenbire, ilginç bir ülke haline geldi.

Bir yandan savaş naraları, diğer yandan sahte bir yolsuzlukla mücadele politikası, öte yandan “ılımlı İslam” tartışması, ekonominin perişanlığı, tırmanan işsizlik... Üstelik devlet denecek bir yapı da yok. Görünürde üç beş aşiret var.

Hangi sorunu neresinden tutacaklar belli değil. Gerçekten öyle bir niyetleri var mı, o da belli değil.

Lübnan ve İran’la savaşmaktan söz ediyorlar. Lübnan’da sadece Hizbullah Suudilere yeter de artar. Hele İran tek başına Riyad’ı, suya götürüp susuz getirir.

İsrail karışır mı? Evet, karışır. Karışır ama kendi içi karışır. İsrailliler Netanyahu’yla Liberman’ın ne mal olduklarını bilmiyorlar mı?

Geriye ABD kalıyor. Trump büyük tehlike. Suudi Arabistan’ı asıl karıştıran da o.

Ne var ki, bu kadar ilginç bir ülke haline gelmek Suudi Arabistan için hiç iyi bir şey değil.

Riyad’ın yaptıkları sonu çok merak edilen bir öykü haline geldi.

Zekice

Zaman nasıl da değiştiriyor!

$
0
0

​Köşemdeki bu fotoğrafı, aksiyon filmleriyle tanınan ünlü aktör Arnold Schwarzenegger, sosyal medya hesabında paylaşmış…

Fotoğrafta, Arnold giymiş uyku tulumlarını, meşhur bronz heykelin dibinde uyuyor mışıl mışıl…

O ilginç fotoğrafın altına da şu notu düşmüş:

“Zaman nasıl da değiştiriyor!”

 

*

 

Ünlü aktörün büyük bir ilgi gören bu paylaşımı neden mi yapmış?

İnceden bir mesaj vermek için…

Kime?

Kendisini yaşlandıran acımasız yıllara değil elbette…

Kaliforniya Valiliği yaptığı dönemde, çevresinden gördüğü o yakın ilgiye, itibara, şatafata!

Peki, bunun uyku tulumuyla heykelin dibinde uyumakla ne alakası mı var?

Çok alakası var!

 

*

 

O bronz heykelin hemen arkasındaki bir otelin açılış törenine katılmış Arnold, vali olarak tabii…

Açılışta bir de jest yapmışlar otelin sahipleri…

“Sayın Valim! Açılış törenini şereflendirdiğiniz otelimizde, sizin adınıza bir oda tahsis ettik. Ne zaman isterseniz, gelip kalabilirsiniz!” demişler…

Bu söze inanan ünlü aktör, valilik görevi bittikten birkaç gün sonra otele gitmiş, kendisine ömür boyu tahsis edilen odasında kalmaya…

Fakat resepsiyondaki görevlinin şu cevabıyla yıkılmış:

“Üzgünüz, kalamazsınız! Otelimizdeki tüm odalar dolu!”

 

*

 

Boşuna demiyorlar…

Ne makam mevkiine, ne sahip olduklarına ne zekâna ne de gençliğine, güzelliğine güvenmeyeceksin bu hayatta…

Çünkü bunların hiçbiri sonsuza kadar seninle olmuyor!

Nedense özellikle AK Partililer tarafından çok beğenilen ve like edilen Arnold Schwarzenegger’in sosyal medyadaki bu paylaşımı, bana biraz Nasreddin Hoca’nın “ye kürküm ye!” fıkrasını da hatırlattı!

Demek sistem her yerde aynı!

 

Mimar Sinan’ı anmak!

 

Haberin başlığı:

“Mimar Sinan’ı böyle andılar!”

Fotoğrafta ise, sahnede karşılıklı göbek atıp oynayan mimarlar!  

Adana Mimarlar Odası, ölümünün 425.nci yıldönümü nedeniyle, Mimar Sinan’ı anma ve anlama etkinlikleri düzenlemiş...

Bir hafta boyunca O’nun ülkemize kazandırdığı eserlerini, mimari yeteneklerini konuşup, tartışmışlar…

Fakat o güzelim anlamlı etkinliği finalde batırmışlar!

Ölüm yıldönümünde şarkılı türkülü dayanışma gecesi olur mu?

Koca Sinan yaşasa, o mimarların hepsini kentsel dönüşüme sokardı!  

 

Süper Star gençliğini kebaba borçlu!

 

Ajda Pekkan’ın,  mutfakta yemek yaparken çekip paylaştığı fotosu da medyada gündem oldu…

Sanatçının “Yaş 70, iş bitmemiş” dedirten güzellikteki fotoğrafını görünce, geçmişte onunla ilgili anımı hatırladım…

Gazetede gece nöbetindeyim…

Bir telefon geldi akşam saatlerinde:

“Süper Star Ajda Pekkan, şu an filan kebapçıda.  Kebabı bitmeden gelip fotoğrafını çekin.  Bu büyük bir haber Bursa için!”

Ya sabır çektim:

“Git işine kardeşim, Ajda Pekkan’ın değil bizim için bir garibanın orada kebap yemesi asıl büyük haber!”

İki gün sonra haber müdürümüz, rakip gazetenin birinci sayfasındaki “Süper Star’dan kebap molası!” başlıklı haberi gösterip, benim o haberi niye atladığımı sordu…

“Sorma Müdürüm!” dedim, “Gitmesine gittim ama kebapçıları karıştırmışım, bulduğumda Ajda hanım kebabını bitirmiş, maden suyu içiyordu!”

Pazar çeşnisi

$
0
0

AK Parti teşkilatları bu yılki 10 Kasım'da ilk kez özel bir organizasyonla Anıtkabir'e çıkarma yaptı.

AK Partili belediye başkanlarının sosyal medyadaki 10 Kasım paylaşımları CHP'li belediye başkanlarından farksızdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 Kasım'a dair konuşması geçmiş yıllardan çok farklıydı.

Yani AK Parti kuruluşundan bu yana ilk kez Atatürkçülüğe bu denli sahip çıktı.

Bir kesim ise AK Partilileri samimiyetsizlikle eleştiriyor.

Böyle sakat bir düşünce olur mu, rakip parti kendi çizgine geldi diye hiç eleştirilir mi?

Ben olsam bu işin keyfini çıkarır, Atatürk vurgusu nedeniyle iktidara destek verirdim.

 

***

 

AK Parti geçmişte 'Cemaat' ile kol kolaydı, bugün mücadele ediyor.

AK Parti geçmişte çözüm süreciyle siyasal Kürt hareketine taviz verdi, bugün PKK'nın silahla belini kırıyor.

AK Parti geçmişte, ABD ve taşeronu FETÖ eliyle yurtsever subayları, aydınları, gazetecileri içeri tıktı, bugün gayrimilli unsurları tasfiye etmek için onlarla ittifak yapıyor.

AK Parti geçmişte ABD ve İsrail'in çıkarlarına alet olup Suriye'de son derece yanlış bir politika izledi, bugün Ortadoğu'da İran, Irak ve Rusya ile hareket ederek doğru bir zemine kaydı.

AK Parti geçmişte dış politikasını tamamen Batı'ya endeksleyip, Suudi Araplarla kol kolayken, bugün Rusya, Çin, İran ile ilişkilerini sağlamlaştırıp Avrasyacı bir çizgiye kaydı.

AK Parti geçmişte Ortadoğu'da sadece Sünniliği benimserken, bugün Şii İran'la bile ittifak yapacak noktaya geldi.

Tüm bunlar AK Parti'nin 15  yıllık iktidarının çelişkileri olarak görülebilir.

Ancak salt Tayyip Erdoğan karşıtlığı nedeniyle doğru işler yapan iktidarı vurmak da derin bir çelişki değil midir?

 

***

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki gün ne dedi ılımlı İslam'a döneceklerini açıklayan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Salman için: “İslam'ın ılımlısı olmaz, İslam tektir. Ya, sen ılımlı İslam diyorsun ama bir bayanın araba kullanmasına izin vermiyorsun”.

Bu, dış politikada önemli bir kırılmanın işaretidir.

Ayrıca, bölgedeki saflaşmada Türkiye'nin yerinin netleşmeye başladığının göstergesidir.

Nitekim AK Parti iktidarında ilk kez Suudi Arabistan'a yönelik açık bir eleştiri var.

 

***

 

E-ticaret gün geçtikçe yaygınlaşıyor.

Ancak son derece sorunlu bir alan burası, dikkat!

Bursa Tüketici Derneği Başkanı Sıtkı Yılmaz anlattı, bir kadın tüketici, internetten ayakkabı satın alıyor.

Kargodan gelen pakette erkek ayakkabısı çıkıyor!

Daha neler varmış...

Mesela cep telefonu sipariş edip saat teslim alanlar, saat sipariş edip  kargo pakedinin içinden mendil çıktığını görenler bile varmış.

Yani internetten alışveriş yaparken son derece dikkatli olmakta fayda var.

 

***

 

Geçen hafta Rusya'daydık.

Kızıl Meydan'da tarihi yapıların çevresinde tek bir konut, iş merkezi, AVM yoktu.

Olmadığı için de tarih gün yüzündeydi.

Tarih gün yüzünde olduğu için de Kızıl Meydan turistlerden geçilmiyordu.

İki yıl önce Makedonya Üsküp'teydik.

Benzer tablo orada da vardı.

Yani adamlar tarihlerini korumuşlar.

Tarihlerini korudukları için de yarım milyonluk heykeller şehri Üsküp, 10 binlerce turisti ağırlıyor.

10 yıl önce İtalya'daydık.

Roma'yı, Milano'yu, Venedik'i gezdik.

Büyüleyici katedraller, kiliseler gördük.

Kent merkezleri tamamen tarihi yapılardan ibaretti.

Yani adamlar tarihlerine sahip çıkmışlar.

Tarihlerine sahip çıktıkları için de milyonlarca turistten deli paralar kazanıyorlardı.

Biz ne yapmışız?

Tarihi surların üstüne bina, kent merkezindeki tarihi eserlerin yanına apartmanlar dikmişiz.

Turist Bursa'ya hiç gelir mi?

 

***

 

Bir kuruyemiş firması uzun zamandan bu yana 280 gramlık paketler halinde fındık satıyor tanesi 10 liradan.

Fındığın kilosunu yaklaşık 60 liradan hesaplarsak, neredeyse yarı fiyatına satın alabiliyorsunuz bu fındıkları.

Fındıklar yok satıyor reyonlarda!

Firma kar ediyor ki, uzun zamandan bu yana fındık paketleri reyonlardaki yerini koruyor.

Demek ki neymiş, çok düşük karlarla da para kazanılabiliyormuş sürümden.

Viewing all 9348 articles
Browse latest View live